VUSLAT PLATFORMUNUN 2053'E DOĞRU TÜRKİYE'NİN STRATEJİK ADIMLARI SEMPOZYUMU’NDA ALDIĞIM NOTLAR-2

 Parti olarak, başladığımız yeri unuttuk. Birbirimizi dövüyoruz. Evet itirazımız olmalı. Acaba değil, müstakil hayallerimiz olmalı. Bireyin hukuku ile toplumun, devletin hukuku birlikte olmalı. Her siyasi partinin içinde vatansever olanlar var. Aklını kiraya verenler de var. Dünyanın her yerinde bizden insanlar var. Hepsi Türk olmaktan gururlu. Hiçbiri oralarda gömülmek istemiyor. Cumhurbaşkanımızın dünya beşten büyüktür çağrısı iyi okunmalıdır. Bu iyiliğe çağrıdır. Dünyanın, insanlığın iyiliğine çağrıdır.” şeklinde seslendi.

5. oturumda Dr. Rukiye Karaköse Türkiye'nin uluslararası imajının önemini anlatırken, "Fatih Sultan Mehmet Han'ın ahidnamesi, dünyada yayınlanmış ilk insan hakları beyannamesidir. Türkiye'nin imajı, bir takım odaklar tarafından eksik ve yanlış algı yönetimi nedeniyle olumsuz gösterilmektedir. Oysa Türkiye yumuşak güç olmayı tercih ederek, kurmuş olduğu gönül köprüleri sayesinde İletişim Başkanlığı, TİKA ve insani yardım kurumları ile dünyaya adalet, merhamet ve insanlık ihraç etmektedir.” dedi

Tabip-Sen Sendika Başkanı Dr. Ahmet Erçek,

"Medeniyetin yeniden tasavvuru için gelinen noktada sağlık konusunda yapılanlara anlamlı eleştiri yapamayanlar, hainlik yaparak ihanet ediyorlar. Türk Tabipler Birliğini hainlerin elinden alacağız." şeklinde konuştu.

Türkiye Gençlik Vakfı’nın yüksek istişare kurulu üyesi, gençliğin ağabeyi Necmettin Bilal Erdoğan, sözlerine eğitimdeki sorunlar ile başladı. "Eğitimde şişe ağzı oluşuyor. Çocuklarımız, öğrenmek yerine test çözerek kas geliştiriyorlar. Eğitim millî olmalı, ülkesine çalışacak insanlar yetiştirmeliyiz. Bunun için özel yetenek okulları kuruluyor. Yarının üstadları, Mevlanaları, Necip Fazılları olacak çocukları bulup yetiştiriyoruz.  Biz genç demiyoruz delikanlı diyoruz. Gençlere ufuk açacak kanaat önderlerini küçük hataları ile gömerseniz, gençleri yalnız bırakırsınız. Milli ve yerli aydın kitle olmayınca gençlik sığ kalıyor. Gençlerle sohbet edilmeli. Onlarla vakit geçirilmeli." dedi.

6. oturumda A.İ.B.Ü. Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı "Gelecek takip edilecek bir şey demektir. Gençler geleceğimiz ise, bizim gençliği takip etmemiz gerekiyor. Barış için savaşa hazır olmak lazım. Çünkü boğa vejeteryan olana da saldırır. Bize saldıran olmaz diyemeyiz." diyerek seslendi.

Hendek eski belediye başkanı Ali İnci, "Toplumun tüm kesimlerinde aktif olmalıyız. Sivil toplum kuruluşlarında görev almalıyız. Bizim siyasi dönemimizde sermaye ve medya karşımızda olduğu halde kazanmıştık. Bu gün uluslararası sermaye ve uluslararası medya karşımızda. Buna rağmen yine kazanmalıyız.” şeklinde konuştu.

Kapanış oturumu Ramazan Demirkan Hocanın Ali İmran Suresi 189-194 ayetlerini okuması ile başladı.

Yüksek Mimar Merve Çakır sonuç bildirgesinde

"Tüm dünyada yaşanan hadiseleri 'İslam Medeniyeti' perspektifiyle değerlendirme gayretinde olan "Uluslararası Vuslat Platformu" yeni Türkiye’nin gelecek perspektifi ve devlet politikalarına katkıda bulunulmasını amaçlanmıştır. Konferanslarımızda istişare ve müzakere edilen konular ile değerlendirilen sorunlar ve gelişmeler çerçevesinde; sürdürülebilirliği, huzuru, kalkınmayı, değerleri, gücü, başarıyı, barışı, bilimi, hakkı ve haklıyı, verimliliği, istikrarı, şefkati, iletişimi, dijitali, üretimi ve istikbali vizyona dönüştüren Türkiye Yüzyılı’nın hayırlara vesile olmasını diliyoruz.

Kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz." Diyerek sözlerini tamamladı.

TAV Havalimanları yönetim kurulu üyesi Mehmet Erdoğan, ülkemizin ihracat rakamlarını ve içeriklerini paylaştıktan sonra, Cumhurbaşkanımızın "Havayolu halkın yolu olacaktır talimatı ile bu gün 384 uçağa sahibiz. Ne yaptınız diyenler havayollarına baksın." dedi.

Armelsan Savunma Teknolojileri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Yetkin Karakoç, "Bedel ödeyen gençlere ihtiyacımız var. Her zaman hazırlıklı olmak, ilim yapmak lazım. İlim yaparsanız iz ve işaretleri görürsünüz. İz ve işaretleri görürseniz doğru okursunuz. Denizaltını kontrol altına almaya çalışıyoruz. Müthiş savunma silahları üretiyoruz. Kaşif adıyla 2.200 metre deniz altında, 13.000 saat süreyle net görüntü verebilen robot yaptık." dedi.

Kürsüye gelen son konuşmacı Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, denizlerdeki hakimiyetimizde savunma sanayinin gelişimi ve önemi üzerine olan konuşmasına "Gençler iyi test edin. Herkesin peşinden gitmeyin." diyerek başladı. Yaycı; " İnsanın %70'i su, dünyanın %70'i su, dünyadaki yerleşim yerlerinin %70'i su kenarındadır. Büyük Türk Devlet adamı Oğuz Kağan vasiyetnamesinde (Daha deniz, daha ırmak / Güneş tuğ (bayrak) olsun, Gökyüzü (çadır) diye aktarabileceğimiz sözünden anlıyoruz ki , Türkler denizci millettir. Denizcilikte kullanılan gemi çapasını Saka Türkleri icat etmiştir. Türk Deniz Kuvvetlerinin kuruluşu Selçuklu döneminde 1081 yılıdır. Osmanlı donanmasız kaldığı için gerilemiştir.

Çanakkale'de donanmamız olmadığı için çok şehit verdik. Barbaros Hayrettin Paşa'nın "suyu yönetirsen toprağı yönetirsin" sözü üzerine donanmayı kuvvetlendiren Kanuni Sultan Süleyman başarılı olmuştur. Akdenizi Osmanlı gölü haline getirmiştir. Bugün Akdeniz'de engellenmek, büyümemizin engellenmesidir. Oysa Türkiye 7 tarafı denizlerle çevrili deniz ülkesidir. Bu gün savunma sanayi yatırımları Atatürk'ün hedefleridir. Artık dünyanın en büyük donanmalardan birine sahibiz. Üstelik yerli ve milli. Sırada uçak gemisi var. Çünkü büyük devlet olacaksınız uçak geminiz olacak. Bizim gemilerin en tepesine Kur'an konur. Gemiye ilk giren Kur'an-ı Kerim'dir. Denizcilikte besmelesiz iş yapılmaz. İsteyen her şartta ülkesine hizmet eder. Millî olmak kimseye düşman olmamaktır. Ben millete düşman olana düşmanım. Libya deniz anlaşması ile toprağımız yüzde yirmi beş arttı. Şahsıma ait olan bu fikir ile Hatay'dan sonra ilk defa toprak kazandık.” dedi.

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz "Balıkesir'de işi bilenleri ağırlamaktan gurur ve mutluluk duyduk." dedikten sonra kürsüye gelen Vuslat Platformu Başkanı Mimar Hamza Cebeci  "İnancıyla zafer kazanan bu millete inandığı gibi yaşamayı çok gördüler. Ama bizler Necip Fazıl'ın dediği gibi, buz dağlarını hohlaya hohlaya (nefesimizle) erittik.

Artık bu millet ne istiyorsa bu devlet onu yapıyor." dedikten sonra önümüzdeki yıl yapılacak olan sempozyumda buluşmak üzere toplantıyı sonlandırdı