DMHA DÜZCE - Söyleşide İngilizlerin Basra Körfezi’ni güvence altına almak amacıyla Osmanlı Devleti’ne resmen savaş ilan etmeden, 3 Kasım 1914’te Basra’ya asker çıkardığını belirten Özçelik, bu adımın Osmanlı’yı fiilen savaşın içine çektiğini ve 11 Kasım’da savaş ilanıyla Irak Cephesi’nin resmen açıldığını söyledi. Kûtü’l-Amâre kuşatmasında sadece askeri mücadele değil, doğa koşulları da iki tarafı ağır biçimde etkiledi. Ocak ayının son günlerinde artan yağmur ve soğuklar, Dicle Nehri’nin taşmasına, düz arazideki siperlerin suyla dolmasına neden oldu. Bu dönemde birçok Osmanlı askerinin ıslanarak donma sonucu şehit düştüğünü belirten Özçelik, aynı iklim koşullarının İngiliz ordusunu da etkisiz hale getirdiğini vurguladı. Kuşatma altındaki İngiliz ordusunda yaklaşık 3.000 Hintli Müslüman asker bulunduğunu, bu askerlerin Osmanlı ordusuna karşı savaşmak istemediğini söyleyen Özçelik, “Hintli askerler fırsat buldukça Osmanlı saflarına iltica etti. Ancak bazıları İngiliz subaylar tarafından vuruldu” dedi. Buna rağmen 150’den fazla Hintli askerin Osmanlılara sığındığını ifade etti. Yiyecek sıkıntısının da İngilizler için büyük bir kriz doğurduğunu belirten Özçelik, General Townshend’in yardım birliklerinin kısa sürede yetişeceği umuduyla savunmaya geçtiğini, fakat beklenen yardımın gecikmesiyle birlikte at ve katırların kesildiğini, ancak Hintli Müslüman askerlerin bu etleri yemediklerini söyledi. İngilizler, Hindistan’daki din adamlarından fetva alarak bu yasağı aşmak istediler, fakat askerler açlıktan ölmeyi göze aldı.
İngilizler, havadan ikmal gibi tarihte ilk defa denenen yöntemleri uygulamıştı. Ancak atılan her 10 paketten 4’ünün Osmanlı mevzilerine ya da nehre düşmesi bu yöntemi başarısız kıldı. Son olarak “Julnar” isimli bir nehir gemisiyle 270 tonluk ikmal denemesi yapılmış; ancak gemi Osmanlılar tarafından ele geçirilmişti. Savaşın sonunda 29 Nisan 1916’da 5 general, 476 subay ve 13.309 İngiliz askeri Osmanlılara teslim oldu. Bu zaferi değerlendiren Britanyalı tarihçi Jan Morris’in, “Britanya askeri tarihindeki en aşağılık şartlı teslim” sözleri, bu büyük bozgunun İngiliz tarihi açısından ne denli ağır bir yenilgi olduğunu ortaya koydu. Program sonunda Uluslararası Kardeşlik Derneği Genel Yöneticisi Abdullah Hakseven, katkılarından ötürü Doç. Dr. Fatih Özçelik’e teşekkür etti.